İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği'nde kalp yetersizliği tanısı ile yatan hastaların klinik, laboratuvar, görüntüleme ve demografik özelliklerinin retrospektif incelenmesi

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

İstanbul Medeniyet Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

AMAÇ. Kalp yetersizliği (KY) nedeniyle İç Hastalıkları Kliniği'ne yatan hastaların klinik, laboratuar ve görüntüleme özelliklerinin değerlendirilmesi, korunmuş, sınırda ve düşük ejeksiyon fraksiyonlu (EF) hastaların sıklığının, bunların genel klinik özellikleri ve klinik sonlanımları arasında farklılık olup olmadığının, kullanmakta oldukları tedavilerin güncel kılavuzlarla ne kadar uyumlu olduğunun ve mortalite ile ilişkili klinik özelliklerin araştırılması GEREÇ VE YÖNTEM. Retrospektif, gözlemsel, klinik çalışmaya İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Kliniklerine 01.11.2019 ile 01.04.2020 tarihleri arasında KY tanısıyla yatan 18 yaş ve üzeri 71 hasta ardışık olarak dahil edildi. Tüm hastaların demografik özellikleri, fizik muayene bulguları, KY sınıflaması ve evrelendirmesi, yatış süresi, klinik sonlanımları, komorbiditeleri, presipite edici faktörleri, KY nedenli önceki yatış durumları, yatış öncesi kullandığı ilaç özellikleri, yatışı süresince klinikte uygulanan tedavi özellikleri, mevcut laboratuvar ve görüntüleme sonuçları, hastane içi sonlanımları ve taburcu sonrası 1 yıllık mortalite verileri kayıt edildi. EF'ye göre gruplar klinik, laboratuvar, görüntüleme özelliklerine ve klinik sonlanımlarına göre karşılaştırıldı. BULGULAR KY nedeniyle yatan 71 hastanın yaş ortalaması 77.9 idi, %56.3'ü kadın, %43.7'si erkekti. Yeni tanı KY sıklığı %34 idi. Hastane içi mortalite sıklığı %15.5, yoğun bakım ünitesi ihtiyacı gelişen hasta sıklığı %14, taburcu sonrası 1 yıl içindeki mortalite sıklığı %37 idi. En sık eşlik eden komorbiteler; hipertansiyon, diabetes mellitus ve atriyal fibrilasyon (sırasıyla %60.6, %47.9 ve %26.8), en sık predispozan faktörler enfeksiyonlar, akut böbrek hasarı ve transfüzyon gerektiren anemi (sırasıyla %49.3, %30.9 ve %19.7) idi. Olguların yatış öncesi %43.6'sı ACE inhibitörü, %11.2'si anjiyotensin reseptör blokeri, %62.2'si beta bloker, %18.3'ü aldosteron antagonisti, %1.4'ü ARNİ, %2.8'i ivabradin kullanmaktaydı. EF'e göre olguların %53'ü korunmuş EF'li KY (KEF-KY), %13'ü sınırda EF'li KY (SEF-KY), %34'ü düşük EF'li KY (DEF-KY) bulundu. DEF-KY, SEF-KY ve KEF-KY'li olguların demografik, klinik ve laboratuvar özellikleri, yatış süreleri, komorbiditeleri, presipitan faktörleri, önceki tedavi özellikleri, YBÜ ihtiyacı ve mortalite sıklıkları anlamlı farklılık göstermedi. Hastaların %19.7'sinde replasman geretirecek kadar derin anemi, %71.6'sında anemi, %52.1'inde demir eksikliği anemisi, %59.2'sinde demir eksikliği mevcuttu. İlk başvuru anında BNP bakılma sıklığı %62 idi, başlangıç BNP düzeyleri ile hastane içi ve taburcu sonrası mortalite arasında anlamlı ilişki yoktu. SONUÇ. Bu çalışmada KY nedeniyle hastaneye yatan hastaların yaklaşık yarısını KEF-KY olgularının oluşturduğu, hastane içi ve taburculuk sonrası mortalite sıklığının yüksek bulunduğu ve genel olarak kılavuz önerilerine tedavi uyumunun düşük olduğu görüldü. Öte yandan EF gruplarına göre demografik, komorbidite, klinik ve laboratuvar özellikleri ile klinik sonlanımların anlamlı farklılık göstermemiş olması KY olgularının yönetiminin sadece EF'ye göre planlanmasının klinik yaklaşım ve sonlanımlar bakımından etkinliğini sorgulatmaktadır. Anemi, özellikle demir eksikliği anemisi, sıklığının KY hastalarında çok yüksek oranda bulunması aneminin KY olgularında sıklıkla gözden kaçan bir bulgu olduğu görüşünü desteklemektedir.

OBJECTIVE. Evaluation of clinical, laboratory and imaging features of patients hospitalized to the Internal Medicine Clinic due to heart failure (HF). Investigation of how compliant with guidelines and clinical features associated with mortality of the frequency of preserved, borderline and reduced ejection fraction (EF) patients, whether there is a difference between their general clinical features and clinical outcomes, and the current treatments they are using. MATERIAL AND METHOD. In a retrospective, observational, clinical study, 71 consecutive patients aged 18 years and older who were hospitalized with the diagnosis of HF between 01.11.2019 and 01.04.2020 at Istanbul Medeniyet University Göztepe Training and Research Hospital Internal Medicine Clinics were enrolled consecutively. Demographic characteristics of all patients, physical examination findings, HF classification and staging, length of stay, clinical outcomes, comorbidities, precipitating factors, previous hospitalization due to HF, pre-hospitalization drug properties, clinical treatment properties during hospitalization, current laboratory and imaging results In-hospital outcomes and 1-year mortality data after discharge were recorded. According to EF, the groups were compared to their clinical, laboratory, imaging features and clinical outcomes. RESULTS. The average age of 71 patients hospitalized for HF was 77.9, 56.3% were female and 43.7% were male. The frequency of newly diagnosed HF was 34%. The frequency of in-hospital mortality was 15.5%, the frequency of patients developing an intensive care unit need was 14%, and the frequency of mortality within 1 year after discharge was 37%. The most common accompanying comorbidities; hypertension, diabetes mellitus and atrial fibrillation (60.6%, 47.9% and 26.8%, respectively), the most common predisposing factors were infections, acute kidney injury, and anemia requiring transfusion (49.3%, 30.9%, and 19.7%, respectively). 43.6% of the cases were using ACE inhibitor, 11.2% angiotensin receptor blocker, 62.2% beta blocker, 18.3% aldosterone antagonist, 1.4% ARNI, 2.8% ivabradine before hospitalization. According to EF, 53% of the cases were found to be HF with preserved EF (HFpEF), 13% to HF with borderline EF (HFmrEF), and 34% to HF with reduced EF (HFrEF). The demographic, clinical and laboratory characteristics, length of stay, comorbidities, precipitant factors, previous treatment characteristics, ICU need and mortality frequencies of the patients with HFrEF, HFmrEF and HFpEF did not differ significantly. 19.7% of the patients had deep anemia requiring replacement, 71.6% had anemia, 52.1% had iron deficiency anemia, 59.2% had iron deficiency. The frequency of BNP screening at the time of first admission was 62%, there was no significant relationship between baseline BNP levels and in-hospital and post-discharge mortality. CONCLUSION. In this study, it was observed that approximately half of the patients hospitalized for HF consisted of HFpEF cases, the incidence of in-hospital and post-discharge mortality was high, and treatment compliance was generally low with the guidelines recommendations. On the other hand, the fact that demographic, comorbidity, clinical and laboratory features and clinical outcomes did not differ significantly according to the EF groups , makes the effectiveness of planning the management of HF cases only according to EF in terms of clinical approach and outcomes. The high rate of anemia, especially iron deficiency anemia, in HF patients supports the opinion that anemia is a frequently overlooked finding in HF patients.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

İç Hastalıkları, Internal diseases

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Onay

İnceleme

Ekleyen

Referans Veren